top of page

Gündemi Yakalamak, Yeni Planlar, 2021 Aralık, Ya Sonra?

  • eceozen23
  • Nov 28, 2021
  • 3 min read

Son blog postumun üzerinden neredeyse 7 ay geçmiş. Şu 7 ay bana öyle farklı duyguları bir arada yaşattı ki, 7 sene yaşlanmış olabilirim bu süre zarfında. Genelde bir blog'a başlayıp, biraz debelenip sonra sıkılırdım. İçimdeki yazı yazma, insanlarla konuşma ateşi bir anda sönmüş gibi olurdu. Sönmek demeyelim de işte küllenirdi biraz, tekrar alevlenene kadar beklemek gerekirdi. Ama bu sefer farklı bir deneyim yaşadım, bloga girmediğim 7 ayda değil küllenmek daha da alevlendi içimdeki yazma isteği. Ursula K. Le Guin'in 'Dünyanın Kıyısında Dans' kitabını bitirerek de içimdeki alevle meşaleyi yakmış oldum. Anlatmak, konuşmak istiyorum. Ve işte burdayım.


Şöyle bir durup yazmadığım 7 ayda neler olduğunu düşünüyorum. Evlendim, çok büyük özgüvenle yaptığım yüksek lisans başvurumdan red aldım, dedemi kaybettim, kendime hoşgörü göstermeyi öğrendim. Bir anda 7 sene yaşlanmak kolay değil tabii. Öğreneceğiniz bir sürü şey oluyor.


Çok duygusal bir yazı yazmak ya da atlatamadığım kederlerin, bitmesi mümkün olmayan bir yasın ve özlemin log'unu tutmak gibi bir niyetim yok. Zira dedem de bundan pek hoşnut kalmazdı. Şu hayatta şüphe etmediğim tek şey dedemin bana olan sevgisi ve benim ona olan sevgimdir. Dahasının da pek bir önemi yok bence. O'nun öğrettikleri, emanetleri ve bizden istediklerini yerine getirmeye çalışarak yaşamaya çalışıyoruz. Dünya bu kadar işte.


Yüksek lisans hezimetime gelince, kendinize çok güvenip tek bir okula başvurursanız başınıza bunlar gelebilir. Beni zamanında dayım uyarmıştı, dinlemedim. Belki siz dinlersiniz. İflah olmayan bir idealist ve optimist olarak tabii ki tekrar başvuracağım, bakalım zaman ne gösterecek. Gerçi bu yediğim red, iyi bir tokat oldu bana ama bakalım, hayırlısı.


Tüm bu işlerin yanı sıra, zamanım çalışarak geçti. İş yerinde çalışarak, Dünya'yı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışarak, sosyoloji lisansından bu sene payıma düşen derslere çalışarak... Bu arada kısa kısa paragraflarla özetlediğim zaman dilimi koskoca 2021 yılının yarısından fazlasına denk geliyor. Böyle de düşününce kendimi değerlendirmeye alma gibi bir istek doğuyor içimde. Hiper-verimli olamadığım, doğru dürüst okuyup-yazamadığım, iyileşmek ve planlamakla geçen bir 7 ay oldu benim için.


Az okudum ama okuduğum -dinlediğim- kitaplara bayıldım. Sayfalarca methiyeler düzebilirim. Ama kısaca anlatıp geçmek istiyorum. Öncelikle Damon Young'ın 'Bahçede Felsefe' isimli kitabını dinledim Storytel'den. Tek kelimeyle süper bir fikrin akla hayale gelmeyecek kadar iyi bir sunuşuydu kitap. Edebiyatta ve felsefede adını duyduğunuz insanların bahçe ve doğayla ilişkilerini, onlara kattığı özgürlüğü ya da sıkıntıyı dinliyorsunuz. Eğer doğayı seviyor, edebiyata bayılıyor ve eve bitki alma tutkum neden bitmiyor diye soruyorsanız kendinize kitaba bayılacağınızın garantisini verebilirim. Beğenmezseniz kahveniz benden, neden beğenmediğiniz hakkında da konuşmak isterim :).


Neredeyse unutuyordum, yine Storytel'den 'İnsan Neden Vegan Olur' isimli kitabı da dinledim bu 7 ayda. Çoktandır ikna olmuş durumdayım ama çelişkili tutumun bir kurbanı olarak bazen debeleniyorum, mazur görün.


Okuduklarım tamam peki ya ne izledim diye düşünüyordum tam da, Aklıma Bifed geldi. Yine çok güzel bir festivaldi. Ve Covid-19 pandemisi sence ne işe yaradı diye sorarsanız, bir evden çalışma, iki online etkinlikler derim. İkisinden de hiç vazgeçesim yok. Çok geç bile kalmışız bu iki olayı normal kabul etmek için. Bifed boyunca ciddi anlamda her boş anımda belgesel seyrettim 1 hafta boyunca. Ve sıkıldığım ya da ee biliyoruz tamam dediğim hiç bir belgesel olmadı. Tüm yapımcı ve yönetmenleri buradan tebrik etmek ve Bifed ekibine teşekkür etmek istiyorum.


Başarısız ve hayal kırıklığı bir COP daha geçti. Öylece ellerimizden akıp giden eyleme geçmek için altın değerinde bir süreyi daha çöpe attık. Ama COP26'dan geriye bana şu söz kaldı, 'Yeryüzünde hayatın yok edilmesine razı gelmeyeceğiz."


Her şeyden kısa kısa az az bahsediyorum. Aklımda bir dolu düşünce var konuşmak istediğim. Ama her zamanki gibi paldır küldür girdim buraya. Hiç bir ön hazırlık, bahsetmek istediğim şeyden bahsetmek gibi bir amaca sahip olmadan. Önümüzdeki hafta artık aralığa giriyoruz. Aralık yeni yıl demek, yeni umutlar, yeni planlar, yeni hedef listeleri... Bu arada 2021 için hedeflerime baktım da, tüm hedeflerimi ölçülemeyecek şekilde belirlediğim için nasıl bir yıl geçti, en ufak bir fikrim dahi yok.


Normalde İkea'dan yeni mumlar da demekti aralık ama son döviz kurlarından sonra göreceğim fiyat etiketlerine pek de hazırlıklı olduğum söylenemez hani. 2022 yılında Bullet Journal kullanmaya karar vermem aynı zamanda Notion'a aşık olmam ve Google Calendar hatırlatıcısı olmadan -neredeyse- tüm etkinlikleri unutmam gibi çelişkili ifadelerimle aralık ayını planlamaya ayırmaya karar verdim. Bir yandan daha %57'sini tamamladığım yıllık okuma hedefimi tamamlamaya çalışırken bir yandan da öznellikten sıyrılmış -niye böyle bir hedefim var gerçekten bilmiyorum- daha aktif bir blog yaratmaya çalışacağım. Şimdi de aklıma Sonbahar Perisi isimli amigurumi bebeğini bitirmediğim geldi.


Zor anacım, zor. 2021 Türkiye'sinde bu kadar fazla hobi sahibi olmak, her şeyi merak etmek çok zor...


Neyse, tekrar buralara uğrayana dek -ki çok uzak değil gibi- kendinize iyi davranın. <3

 
 
 

Recent Posts

See All
Yukarı Bakma! Bakmak Zorundayım...

2022'ye başlarken, iklim krizi hakkında daha çok konuşacağımı tahmin ediyordum. Bu kadar çabuk olmasına ise ben de çok şaşırdım, yalan...

 
 
 

Comentarios


Post: Blog2_Post

Subscribe Form

Thanks for submitting!

©2021 by der Weltschmerz. Proudly created with Wix.com

bottom of page