Leylekler, Martineçka ve Yola Çıkmayı Seçtiğimiz İnsanlar
- eceozen23
- Apr 14, 2021
- 2 min read

Tüm hikayem bu fotoğrafın çevresinde dönecek bugün. Çok mutlu olduğum bir anda öğrendiğim çok mühim şeylerden bahsedeceğim. Fotoğrafta gördüğünüz bir leylek sürüsü, benim heyecanla beklediğim ama tek başıma asla farkedemeyeceğim bir sürü.
Hayat bize sürekli bir şeyler öğretiyor. Öğrenmeye hevesli olanlarımız hemen durumu anlayıp dersini çıkarırken bazılarımızın aynı dersleri tekrar tekrar alması gerekiyor. Bunu çok uzun zaman önce kabullendim. Çok sıkıştığım durumlarda kendi kendime hep bu soruyu sorarım, ne öğrenmemi istiyorsun? Bazı şeyler yaşanmak zorunda mesela, yaşamadan öğrenemiyorsun çünkü. Hangi sıkıntının hangi güçlü dostluğun temelini atacağını asla bilemeyeceğin gibi.
Konuyu çok sapıtıyor gibiyim değil mi? Kafamdaki düşünceleri toplamak biraz zor benim için ve ilk blog postum için de heyecanlıyım. Neyse, haydi hikayeye dönelim.
Hikayenin başlangıcı aslında bir martineçka. Genelde beni batıl inançlara karşı 'Bu ne bilimsizliktir!' diye bağıra bağıra kaçarken gördüğünüzü biliyorum ancak bunun yanında spritüel bir yanım var. Halk hikaye ve geleneklerine dayanamıyorum. Bundan bir kaç yıl önce okuduğum bir kitaptan öğrendiğim martineçka mesela. Yapıp leylekleri bekliyorum. Leyleklerin çiplerini takip ediyorum. Ama hiç yakalayamıyorum. Taa ki bu seneye kadar. Sevgili arkadaşım -dostum da diyebilirim bence- Şirin, onun sayesinde yakaladım bu sene leylekleri. Hem de sakuralara giden yolun üstünde. Masal gibi değil mi?
Bazen bir dileğiniz olur ya da yapmak istediğiniz bir şey. Kendinizi paralarsınız, elinizden geleni yaparsınız -leyleklerin çiplerini takip edersiniz mesela- ama olmaz, bir türlü beceremezsiniz. Bildiniz mi o hissi? İşte bu tecrübe bana yola doğru kişilerle çıkmanın önemini öğretti. Bir şeyi ne kadar isterseniz isteyin, istediğiniz kadar çabalayın, size her açıdan destek olacak doğru yol arkadaşlarını bulamazsanız bir çıkar yol göremiyorsunuz. Ben o gün sakuralara yol arkadaşlarımla gitmeseydim, leylekler yine üstümden uçup gidecekti ve ben yine leylekleri göremeden bir martı daha uğurlayacaktım.
Psikolojide bir teori var, eminim duymuşsunuzdur. En çok zaman geçirdiğiniz 5 kişinin ortalamasısınız. Bu yüzden sizi destekleyecek, size ve hayatınıza bir şeyler katacak -bilgi, neşe, heyecan- insanları tutun çevrenizde. Ve bundan daha da önemlisi hayatlarına dokunduğunuz insanları destekleyin, yaşam enerjilerini, düşüncelerini besleyin.
Çok didaktik bir başlangıç mı oldu acaba? İlk yazının günahı olmaz. Eh leyleği de havada gördüğüme göre, bu sene koronayı uğurlayıp bu blogu gezgin bloguna çeviriyor muyuz? Martineçkayı da dileklerle bağladık haydi bakalım ;)
Comments